20 Ekim 2014

Pencere Serisi - Birinci Bölüm


Üç ay kadar önce yukarıda gördüğünüz ilk pencere fotoğrafını çektikten sonra aklıma pencereler ve pencereden gördüklerim üzerine bir seri başlatma fikri geldi. Bu temayı gerçekten seviyorum o yüzden instagram hesabımda paylaştığım dört pencere temalı fotoğrafı bloguma da koymak ve serinin ilk bölümünü oluşturmak istedim. İlk üç fotoğraf Almanya'dan dördüncü fotoğraf ise Çek Cumhuriyeti'nden. 
Pencerelerde beni çeken bir şeyler var, çoğu zaman hayran hayran ya pencerelere ya da pencerelerden dışarıya bakıyorum. Hatta zamanımın büyük çoğunluğu böyle geçiyor desem yalan olmaz. Pencere güzel şey, mutlu şey!
Instagram hesabıma göz atmak isterseniz de linki burada.

19 Ekim 2014

Kuzeye Giden Rüya

Rüyamda İskandinavya'da bir yere giden (neresi olduğu  meçhul) bir otobüste tek başımaydım ve camdan gördüğüm manzara karşısında büyülenmiş durumdayken yanımda oturan kız arka koltukta oturan kıza bakmamı istedi çünkü o kız mango taklidi (meyve olan) yapıyordu. Boş boş baktım kıza, sanırım bekledikleri tepki kahkaha falandı. Sonra uyandım. İskandinavya'da Oslo hariç hiçbir yeri görmedim ve otobüs camından gördüğüm şey de Oslo değildi kesinlikle. Ama tam da hayal ettiğim gibiydi, dağlar, deniz, dev bir sis. Sis şehirde olunca çok çirkinken dağların, akarsuların, denizlerin olduğu yerlerde dünyanın en muhteşem şeyi. Bu rüyadan çıkardığım sonuç ise benim İskandinavya'ya mutlaka gitmem gerektiği. Artık bu istek rüyalarımda bile rahat bırakmıyor beni. Mango taklidi yapan kızsa  bilinçdışımın espri anlayışı diye düşünüyorum, beni bile güldüremedi gerçi. Bu da benim hakkımda çok şey söylüyordur ama şimdi kendimi analiz etmeyle hiç uğraşamayacağım.

Şu an bir otobüs gelip beni evimin önünden alsa İskandinavya'ya götürse ve tüm yol boyunca kulaklarımda şu şarkı çalsa, kutup ışıklarını da görmeden dönmesem kuzeyden. Çok güzel olmaz mıydı o zaman hayat?

14 Ekim 2014

İfadesiz

birçok şey olmaya, bazı şeyler de olmamaya devam ediyor. olup, olmamalar arasında gidip geldiğim son zamanlarda bir türlü yazılı veya sözlü ifadelere dökemediğim bazı şeyler hissediyorum. sanki çok kısa zamanda çok farklı bir şeye dönüşecekmişim gibi bir his ama tam öyle de değil. dedim ya ifade edemiyorum. belki çok yakında hayat öyle bildiği gibi devam ederken zihnimde mükemmel bir cümle belirir ve "hah işte buydu" aydınlanması yaşarım. bilemiyorum, belki bazı şeyler sonsuza dek ifade edilemez şekilde kalmaya mahkumdur. ya da belki de çok büyük bir değişimin habercisidir bu tanımlanamaz hisler bütünü.