insanın sevgi arayışı çok ilginç. sevgiye olan derin muhtaçlık ve bunun insana yaptırdıkları ise daha da garip. ne kadar sevilirsek yeteri kadar sevilmiş oluyoruz mesela? ya da hayatımızda çok sevilmemiz gereken bir dönem vardıysa ve o zaman yeteri kadar sevilmemişsek ondan sonra ne yaparsak yapalım sevgiye olan muhtaçlığımızda bir değişme olmuyor mu? aslında hiç kapanmayacak bir boşluğu çaresizce doldurmaya çalışırken sevgi adına kendimizi komik durumlara düşürmeye devam mı edeceğiz?
aklımdaki deli sorular bunlar. sevmek, sevilmek ve sevgiye dair birçok şey benim için her zaman biraz gizem olarak kalıyor. kendimi hep bir şekilde sevmek üzerine sorular sorarken buluyorum. ya çok fazla sevip yeteri kadar sevilmediğimi hissediyorum ya da birazcık daha sevgi için normalde asla yapmam dediğim şeyleri yapıp sonra da pişman olabiliyorum. ardından inanılmaz bir kendine acıma seansı başlıyor tabii ki. daha fazla sevileceğimi düşündüğüm için mantıksız kararlar alabiliyorum ve bu kararların dünyanın en doğru kararları olduğuna kendimi inandırabiliyorum. halbuki mantıklı yanımla düşünebilsem, içimdeki sevgiye muhtaç o çocuğun ağzını kapatabilsem her şey o kadar net görünecek ki... ama olmuyor, rasyonel hiçbir şey, bütün bu sorular, oturup düşünmeler sevgiye olan bitmez tükenmez ihtiyacımın önüne geçemiyor. tüm hayatım o sevgi açı çocuğu doyurmaya çalışmakla geçecek sanki.
1 yorum:
Mutluluğu ucundan yakalamışsan sorgusuz sualsiz, sonuna kadar yaşamalısın... Sorularla kendine eziyet niye !!!
Yorum Gönder