15 Mayıs 2013

Fırtına

yağmurun yağdığı gecelerde yalnız hissetmek de eski bir hastalığım. yeniden yakalanacağımı zannetmiyordum ama öngöremediğim bir sürü şeyi görebildiğim zamanları yaşıyorum bu sıralar, o yüzden buna da normaldir diyip geçmem lazım. sanırım bir insana çok bağlanmanın en kötü yanı insanın kendisini görünmez gibi hissetmeye başlaması; sanki etimi, kanımı onda bırakmışım geriye de pek bir şey kalmamış gibi geliyor bana bazen. sonra da diyorum ki bir insana bu kadar yatırım yapmanın manası nedir? sevgi, aşk evet bunlar dünyanın en güzel şeyleri ama insanın kendini görünür bırakacak kadar sevmesi en makulu değil mi? benim gibi bu konuda deneyimsiz olanlar için  belki de böyle bir süreç illa ki oluyordur. yani neyim varsa onunla sevmek istediğim ve kendimden belki de olması gerekenden daha fazla ödün verdiğim bir dönem... belki sadece o dönemi yaşıyorum ve bu da her şey gibi zamanla geçecek. çünkü bir insanı bu kadar seviyorken yalnız hissetmek hiç hoş bir duygu değil. hava gündüz 25 dereceyken akşam fırtınanın çıkması da hiç güzel bir şey değil. güzel olmayan daha pek çok şey de var ama şimdilik sessizce fırtınanın geçmesini ve yağmurun dinmesi beklemekten başka yapacak bir şey yok.

Hiç yorum yok: