insanlar en sevdikleri şarkıları benimle paylaştıklarında ben o şarkıları dinlediğim her an o insanları yanımda taşıyormuşum gibi hissediyorum. onları çok özlersem mesela, hemen açıveriyorum şarkıyı ya da içimden mırıldanıyorum yarım yamalak. sanki o zaman birlikte yürüyormuşuz, ya da karşılıklı oturruyormuşuz da birbirimize bakıyormuşuz gibi oluyor. ama öyle olmuyor tabii. özlemek zaten hiçbir zaman düzgün çalışmıyor. bir insanı özlemek ne yaparsam yapayım azalacak bir şey değil. konseptin doğasına ters belki de; özlemenin bitmesi ancak kavuşmayla mümkün olacağı için, kavuşmanın olmadığı her an eli mahkum artar bu özlem denen meret. sabit bile kalmıyor ki terbiyesiz. aslında yaşadığımız her günün bizi yaşlandırmasına benziyor özlemin çalışma şekli. hayat böyleyken özlemden farklı bir şey beklemeye cür'et etmek de saçma olurdu doğrusu. dünya üzerinde cehennemi arayanların ise uzağa bakmasına gerek yok. tüm hayatını kavuşamayacağı şeyleri özleyerek geçirmiş bir insana sorun anlatsın. çok güzel cümlelerle açıklar size. güzel cümle kurmaktan başka tutunacağı dal kalmamıştır ki. berbat şeyleri fazlasıyla güzel şekilde anlatma çabası kadar naif bir savunma mekanizması daha var mıdır acaba şu hayatta?
kimse bana en sevdiği şarkıları söylemesin, orada anlaşalım bitsin. bu şarkıların azalmayacak bir özlemi dört dakika için unutturup sonra bittikleri an yeniden daha acımasız bir gerçekle beni mahvetmeleri haksızlık. ben kimseyi yanımda taşıyamam, böylesi mümkün değil. olsaydı mükemmel olurdu elbette, tek bir şarkıyla yanıma ışınlanır sonra hep benimle kalırlardı ama böylesi mümkün değil. çünkü ne kadar çok insanı yanımda taşımaya çalışırsam o kadar ağırlaşıyorum. sonra ben yürüyemez oluyorum, artık kendimi taşıyamıyorum ve işin kötüsü her saniye aslında taşdığımın hayali bir yük olduğunun da bilincinde oluyorum. artık kimseyi yanımda taşımak istemiyorum. şarkıları uzak tutun benden ve haritaları önümden kaldırın. tek bir insanın çok daha büyük bir ideali temsil etmesi gibi fikirleri de silin kafamdan.
biliyorum ki, bazen birtakım insanların sebep olacaklarını düşündüğüm mutluluğu özlüyorum. bir kavramı bir duyguyu özlüyorum. bir hayali, bir ütopyayı... her zaman hiç kavuşamayacağım şeyleri özlüyorum. artık istemiyorum. her türlü ütopya ve şarkı gidebilir. yüksüz ve tek başıma var olabilirim. size dünyadaki cehennemi güzel cümlelerle anlatamam olur biter, ne olacak sanki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder