bir akşamüstü nedensiz yere gelen "yaşasak ya" isteği gibisi var mı? yapılacak bir sürü şey benden habersiz, bir köşede birikmiş ve sonsuza kadar yorulmayacakmışım gibi hissettiğim o kısa anlar. gerçekten kısa ve nadir anlar. bıraksalar dünyanın dönme hızına yetişeceğim neredeyse. kafamın içi öylesine dolu ve planlı ki o kısa anlarda. o birkaç saniyede beni yakalasanız mutluluğun formülünü verebilirim size. ama tam o anlarda yakalayın beni çünkü sonra kendim de unutuyorum her türlü formülü. ya da sadece o anlarda herhangi bir şeyi formüllere indirgeyebileceğime inanıyorum. bazen müzik bazen biraz alkol bazen fazla miktarda kahve öyle hissetmeme vesile oluyor gibi gelse de asıl yaşasak ya anları hiçbir şeyin etkisinde olmadığım sessiz akşamüstleri geliyor bana. yaşamayı istiyorum bilinçli olarak, sanki bunu düşünüyorum birkaç saniyeliğine. hayatımın geri kalanında yaşamak üzerine hiç düşünmemişim ve sanki tam o an anlamışım gibi. diğer zamanlar ne olduğunu bilmediğim bir yükü taşımanın yaşamak olduğunu kabul etmişim gibi. hep taşıdığım için bir parçam olduğunu zannettiğim bir yük yaşamak. ama o yaşasak ya anları, öylesine bir akşam üzeri bir anda kafamın içinde yanan kibrit gibi. güzel kokan ve hemen sönen bir kibrit.
4 yorum:
sahi mutluluğun formülünü buldun mu? Bulduysan bende istiyorum bu formülü?
tabii ki bulmadım. bulduysam da hatırlamıyorum. ama eğer bir gün bulursam merak etme paylaşırım. kendime saklamak gibi bi niyetim yok.
iyiki yazmissin bunu. arasira yasadigim, aman utunmayim dedigim, sonra unuttugum, sonra yine yasayip hatirladigim, sonra yine yeniden unuttugum duyguyu yazmissin. ben useniyorum yazmaya. artik unuttukca buraya bakarim :P
ben de unutmayayım, en azından böyle de bir şey vardı yeaa diye okudukça sevineyim falan diye yazdım zaten. zalım hayat unutturuyor güzel şeyleri, terbiyesiz hayat :)
Yorum Gönder