Belki de hayatımda ilk defa pazartesi gelsin diye bekliyorum. Gerçekten de bekliyorum.Yaptığım şey bundan ibaret. Pazartesi gününe yazmam gereken bir makale ve sınav için okumam gereken 400 sayfa olduğu halde cumartesi günü bu saatte ben daha makale için iki sayfa yazıp kitaptan da sıfır sayfa okudum. Başarısızlık gibi bir kaygım olmadığı şu halim ve tavrımdan net anlaşılıyordur. Artık öyle yoruldum ki umursayacak enerjim bile kalmadı; çok güzel bir durumdayım yani. Sadece bekleme kısmı kötü. Pazartesi bittikten sonra ise okulla ilgili sonuçları düşünmeden etmeden bir süre duvarlara bakarak beynimi yerine getirmeye çalışacağım, çünkü sanıyorum ki bu dönem biraz yerinden oynadı. Biraz da değil, ciddi şekilde yer falan değiştirdi, hatta beynim kalbimin olduğu yere kadar düşmüş olsa ona bile şaşırmam. Birkaç gün sakinlikten sonra birkaç aydır okuyamadığım kitaplarımı okuyacağım, iki tane yeni diziye başlayacağım, bir de ingilizce hiçbir şey okumak istemiyorum mümkünse. Makale okuma devrini üç aylığına kapatıyorum, en azından umudum bu yönde. Sonra bu yaz vize işleriyle falan uğraşacağım, onlar biraz gözümde büyüyor olsa da o işin sonu beni çok mutlu edeceği için söylenmiyorum şimdilik. Ama uğraşırken canım çok sıkılırsa diye söylenme hakkımı saklı tutuyorum. Her neyse dertleri ve tasaları gelecekteki Gökçe'ye iletiyorum, o ilgilensin artık. Bugünün Gökçesi sadece beklemekle meşgul olabilir çünkü. Bir de gelecekteki ben'e buradan naber la diyorum, umarım mutlusundur gelecekteki ben. Sonbaharın ve kışın çok eğlenceli geçmiş olmalı. Seneye ilkbahar geldiğinde bunları aklından çıkarma. Ha bir de gittiğin yerlerde en az otuz çeşit bira denemezsen hiç gelip de yüzüme bakma.Gerçi ben geçmişte kalacağım için yüzüme bakma şansın olmayacak ama hadi neyse lafın gelişi konuşuyorum, sen anladın beni. Avrupa dediğin yerin yarısı şarap ve bira diğer yarısı da güzel binalar. İlk yarısı için beni hayal kırıklığına uğratma. Ha belki bi de çok sevdiğin ama buralara uğramayan müzisyenlerin konserlerine de gidersin. Gitsen ne güzel olur. Neyse gelecekteki ben, konuşacak daha çok zamanımız var. Üç ay boyunca sana yazmaya devam ederim, şimdilik beklemedeyim. İmza: şimdiki zaman Gökçe.
Ben kendimin çeşitli versiyonlarıyla muhabbet ederken siz de pazartesiye kadar şu şarkıyı dinleyin. Yani tabii isterseniz, öyle emir veriyormuşum gibi değil. Herkesin takip ettiği bir hayalet vardır elbet, kimi de böyle zavallı gibi kendi hayaletini takip ediyor. Ama valla özünde iyi bir hayalet. Sizin takip ettikleriniz de özlerinde iyi hayaletlerdir, ben biliyorum.
1 yorum:
400 sayfanın 50sini okudum. kaldı 350. bu hızla inanılmaz işlere imza atabilirim. başarı bekle beni!
Yorum Gönder