Ben bazen görünmez olabiliyorum, evet bildiğin görünmez. Şöyle bir şey var ki bazı durumlarda insanlar benim varlığımı fark edemiyorlar ve çeşitli vücut parçalarıyla (kafa- dirsek- el) bana çarpıp bünyemde fiziksel hasarlara neden oluyorlar. Bir de self servis olan restaurantlarda(burger king, mcdonalds vb) sipariş vermek için sıra bana geldiğinde beni hiç görmeyip, sanki orada hiç yokmuşum gibi arkamdaki insandan sipariş alan çok değerli insanlar var. Başıma gelen 4 tane dramatik olayı anlatmak istiyorum.
1-Daha dün arkadaşım,tam dibinde durduğumu fark etmeyerek, hızlı bir dönüşle bana kafa attı, tam kaşımla gözümün kesiştiği yere doğru, tak diye bir ses geldi, sonra hissettiğim şey yüzümün sol tarafına hızla yayılan bir acıydı. Bu olayı gören insanlar kısa süreli bir şok geçirip, gülme krizlerini atlattıktan sonra bölümdeki deneysel lab.a gidip buz istedik. Hocalar önce bizim kavga ettiğimizi sandı, sonra benim yüzümdeki mahsun bakışlardan kavga olmadığını anladılar. Olayın nasıl olduğunu sorduktan sonra bir tanesi kendi kendine gülmeye başladı ve "çok özür dilerim arkadaşlar ama çok komik ya hahahaha" şeklinde gülmeye devam etti. Halbuki o nerden bilsindi benim şu kısa hayatım böyle olaylarla doluydu, kınamadım kendisini, komikti zira. Ben de ilk defa görsem böyle bir şeyi gülerdim kahkahalarla ama dedim ya bu benim için bir hayat tarzıydı. Sonrasında koca bir buz torbasıyla kampüsün içinde dolaşmaya başladım, garip bakışlara aldırmadım. Gözüm morarmadı ve kocaman şişmedi neyseki, üfak bir şişle atlattım.
2-Travis konserinde İrlandalı çocuk bana en sağlamından bir dirsek attı. Tam elmacık kemiğimin olduğu yere. Hem de turn çalıyordu, o yüzden çok sallamadım şarkıyı söylemeye devam ettim. Şarkı bittiğinde olayın ciddiyetini anladım, yüzüm kızarmıştı ve acıyordu, soğuk votka bardağı koyarak geçmesini bekledim. İrlandalı çocuk hiç özür dilemedi çünkü bana dirsek attığını bile fark etmedi.
3- Dolmuşta çocuğun biri bana kafasıyla çarptı, sert bir şekilde.Üstelik beni görmeme ihtimali yoktu, çünkü zaten dolmuş dediğimiz şey küçücük bir şeydi, neyseki sonradan beni fark ederek özür diledi ama benim kafam tüm gün sızladı. Koca kafalı olabilirim ama darbelere dayanmıyorum.
4-Burger King'te uzun süre sipariş vermek için bekleyip sıra bana geldiğinde, kasadaki kızın suratına bakıp, gülümseyip merhaba dediğim halde, arkamdaki adama "hoş geldiniz siparişinizi alıyım" diyerek beni dumurlara sürüklemesi akabinde diğer çalışanalaın beni görmemeye devam etmesi ve benim elimi kaldırıp insanlar beni görsün de siparişimi alsın serzenişim görülmeye değerdi. Görseniz, "yazık lan şunun haline bak" derdiniz, ben kendime dedim. Sonra da "başlarım böyle işten, ne yavan insanla çalışıyor bu burger kingte" diye isyan ederek suçu kendi görünmezliğime değil de diğer insanların görmemezliğine bağladım :)
5- Bonus, bonus: En güzelini en sona sakladım, buraya kadar okuduysanız zaten olayı biraz anlamışsınızdır, belki de diğer insanlaı suçlamışssınızdır yani sorun onlardadır belki diye içinziden geçirmişsinizdir. Ancak bu madde sayesinde durumun bu şekilde olmadığı anlaşılacak. Yürümekte olan insanı görüp açılan otomatik kapılar var ya hani, o kapılardan bi tanesini beni görmedi ve açılmadı ben de hızlı olduğum için kapının camına çarptım , evet kafamı kapıya çarptım, çünkü beni görmedi ve açılmadı. Çevredeki az sayıda insan için eğlenceli bir andı, komikti evet zira ben de böyle bir olay görsem gülerdim. İşte dedim ya bir değil iki değil bir hayat tarzı haline gelince komik gelmemeye başlıyor, Neden ya, neden neden diye sorası geliyor insanın. Soruyorum da bazen ama cevabı yok pek tabi ki.
ahaha bu yazıyı yazdığım günün ertesi yaratıcı drama kursunda boynuma bi dirsek yedim, yere yapıştım sonrasında, hala acıyor. Kadere inanmıyorum ama bu benim kaderim galiba :):)
6 yorum:
bi yandan "hii! off!" filan desem de bi yandan kıkır kıkır güldüm, çünkü bu tip şeyleri görünce direk kayış kopuyo bende üzgünüm :) ben de çok düşerim, ve kendim düşünce de gülerim öyle bi manyağım yani :)
Gül canım komik gerçekten yani, böyle yazdığıma bakma, ben de gülüyorum önce sonra düşünüyorum "neden hep ben" diye :)
bana da hep şey olur.. böyle yolda yürürken (ki yoldan kastım kaldırımlar) hep üzerime gelir insanlar ve kahretsinki hep yol veririm.. yani bir kere de ya kardeşim gel sen geç ben kenara çekileyim dememiştir kimse.. olacak şey değil 1.80lik adamım yaa.. birgün inatlaşıp omuz atacağım birisine ama ne zaman bilmiyorum :)
ben de yol verirdim eskiden, yaşlılara hala veririm de veletlere bile veriyordum alışkanlık işte. sonra yol vermeme rağmen omuz yemeye başlayınca vazgeçtim bu sevdadan. inadına üstlerine yürüyünce çok güzel yol veriyorlar, dene bence.
işte sorunda orda.. ben üstlerine yürüdüğüm zaman yol vermiyorlar.. ve işte ya çarpacağım ya da yol vereceğim.. yol veriyorum.. kahretsin veriyorum çünkü vermezsem bi kaza çıkacak :D
hani filmlerde olur ya. arabayı karşıdan gelen diğer arabanın üzerine sürersin.. gitgide yaklaşınca bir taraf yusuflamaya başlar ve son anda direksiyonu kırar.. aynen öyle bir durum.. fakat bir fark var.. ben kendim için değil, karşıdan gelenin selameti için kırıyorum direksiyonu.. of off prozac mı alsam ne yapsam.. kontrol edemediğim bi asabiye var aklımın hastanesinde =))
solid kid;
Yol verme mevzusunda ben de çok dertliyim, her zaman yol veren taraf olurum istinasız, her zaman ama yine de çantalarıyla, salladıkları elleriyle vesaire çarparlar bana. Artık alıştım, duyarsızlaştım:) "Yol vermek güzel bir şey de keşke herkes yapabilse" diyorum :):)
Yorum Gönder