31 Mart 2009
Anlaşılmayan Şeyler*
Can erik çıktığı gün ben hayatıma bir yön verceğim aha bu da sözüm olsun.
*Böyle bir Murathan Mungan şiiri var şöyle bir dizesi var:
Eski, hep eski anlatılmamışlıktır defterlerin.
29 Mart 2009
Kitap Mimi
En sevdiğim-etkilendiğim kitap(lar)
Kitaplar üzerine düşünürken en sevdiğim kitabı bulmakta zorlandım. Aslında ben bazı yazarları çok sevdiğim ve onLarın kitapları içinden en sevdiğimi seçmeyi hep diğerlerine haksızlık olarak gördüğüm için en etkilendiğim yazarları yazsam belki içim daha rahat olurdu ama mim böyle olmadığı için bende iki kitap seçtim. Birincisi bir şiir kitabı :
Otuz Beş Yaş. Hayatımda en çok okuduğum kitap olsa gerek. İçindeki her sayfayı defalarca okumuş, defalarca hayran kalmışımdır. Bu mimde şiir kitapları rağbet görüyor mudur bilmem ama şiir de düz yazı kadar önemlidir ve sanılanın aksine şiir kitapları bir roman gibi baştan sona okunabilir. Ben şiir kitaplarını baştan sona okumayı çok severim mesela, bir süreklilik olması şart değil insan onu kafasında yaratabilir.
İkinci kitap ise Bugünü Yaşama Arzusu. Irvin Yalom benim için büyük bir adami Varoluşçu Psşkoterapi kitabı dışında tüm kitaplarını okudum. Varoluşçu psikoterapi de kendi ilgi alanım olduğu için bu yaz okuyup seriyi tamamlayacağım. Tüm kitaplarının içinde beni en çok etkileyeni Bugünü Yaşama Arzusu'dur, okuduğum zamanla çok fazla ilgili olabilmekle beraber zamandan bağımsız olarak da çok süper bi kitaptır. Uzun süre etkisinden çıkamadığımı bilirim, yani Schopenhauer ile ilk tanışmam olduğu için belki, onu tanımak ve felsefesine aşina olmak beni o zaman için oldukça etkilemişti, bir de 1984 vardır beni böyle etkileyen onu da çok erken yaşta okumamın bunda etken olduğunu düşünüyoruım.
Kitap yazmak ister miyim? İstersem ne yazmak isterim?
İsterim aslında hatta daha küçükken kendime söz vermiştim ileride bir şeyler yaz ne olursa diye. Bunun çok zor olduğunun farkındayım, kendimde bununla ilgili süper bi yetenek de görmüyorum açıkçası, belki de okuyucu olarak hayatıma devam etsem herkes açısından daha yararlı olabilir :) Zaten bir kitap yazacak olsam roman olmayacağını biliyorum, kısa öyküler yazabilirdim belki ama sanki bu işe girişmek için daha uzun yıllar beklemem gerekmiş gibi hissediyorum, yeteri kadar şey biriktirmedim bu hayatta. Yazmak için daha fazlası, daha fazla içgörü, daha fazla gözlem ve deneyim gerekmiş gibi geliyor bana.
Ölmeden önce okumayı istediğim kitaplar:
Yakın zamanda okumayı hedeflediğim kitaplar aslında bunlar, önümüzdeki 1 sene içinde bunların hepsini okuyabilirsem kendimi başarılı sayacağım gerçekten -çünkü son zamanlrda kitap okuma açısından çok kıt bir dönem geçiriyorum çok büyük dikkat dağınıklığım var okusam da anlamıyorum bu sebeple kısa bir ara verdim gibi oldu işin kötüsü ders kitaplarını bile okuyunca anlamıyorum neyse bu bir süreç ve geçici olduğunu biliyorum.- Buraya dünyanın listesini yazasam da kesinlikle eksik kalacak kitaplar olacaktır, o yüzden kısa vadeli hedefimi yazıyorum.
Orhan Pamuk: Kara Kitap
Paulo Coelho: Şeytan ve Genç Kadın
Dostoyevski-Yeraltından Notlar
İhsan Oktay Anar- Puslu Kıtalar Atlası
Charles Dickens-Büyük Umutlar
Tolstoy- Savaş ve Barış
Vedat Türkali-Mavi Karanlık
Edip Cnsever-Sonrası Kalır 2. cilt
Ben de Esra ve Bengisu'yu mimliyorum, hadi bakalım :):)
21 Mart 2009
Bu sabahların bir anlamı olsa mı ki?
19 Mart 2009
#12
Önce favoriler:
1-Cheap Trick – Voices
2-Snow Patrol – Crack the Shutters
3-Radiohead– All I Need
4-Ingrid Michaelson – Breakable
5-Radiohead – Exit Music (for a Film)
6-Keane – We Might as Well Be Strangers
Bu hafta ilk defa dinleyip ilk dinleyişimde de sevdiğim şarkılar:
-Diamond Rio-You're Gone
-The Last Shadow Puppets- Standing Next to Me
-I Love You But I've Chosen Darkness- Last Ride Together
Ipodun şarjı bitince...
-Yürürken içimden şarkı söylemek zorunda kalıyorum, şarkı söylemiyorsam da konuşuyorum sonra başım çok ağrıyor.
15 Mart 2009
Günün anlam ve önemine uymayan yazı, günün anlamı ve önemi yok çünkü.
12 Mart 2009
I'm singing a song to myself**
Boşluğa doğru ilerliyorum ne yazık ki, yazık mı, bana yazık değil, hak ettim ben, evet ettim tabi ki ne sanmıştın. Ben her şeyi hak ettim, daha beter olayım hatta. Bi yol olmaz benden, aaa bunu hep biliyordun değil mi, itiraf et hadi. içimize oturan öküzler hala oturuyor, yuva yaptı allahsızlar.
**Güzel şarkı ya bak şöyle diyor ya :
do you see the light? tell me you see the light
just making it up in my head
cos i need someone to sing along with
sing along with
10 Mart 2009
Sorular...#2
Cevap: Eğer günün birinde o insan parlamaya başladıysa, yani bildiğin parlamak, ışık saçar gibi olduysa, bakınca bir an gözlerin kamaştıysa ve o aklına her geldiğinde gözünün önünde ışıklar beliriyorsa, onun yüzünden çok ışığını görüyorsan gözlerini kapattığında bence artık o insanı seviyorsun demektir, hatta çok seviyor bile olabilirsin. Öyle bir anda olur ama, kısacık bir zaman diliminde, işte ben seviyorum bu insanı diyebilirsin çünkü parlamıştır, daha ne yapsın. Parlayan o değilde onu gören gözler de olabilir tabi ki, ama bi yerden sonra ne fark eder ki, doğada hazır halde bulunan objektif bir sevgi-aşk da yoktur ki, sen ne hissediyorsan o, her şeyden bağımsız da olabilir, bu da benim öznel tanımlamamdır aslında, sende böyle olmayabilir tahmin edebileceğin gibi, ama böyle olduysa eğer bil ki başka birine de olmuştur, emin olmak adına bir sağlama aracı olarak kullanabilirsin bunu.
Soru: İnsan doğası acıdan kaçıp hazza yönelmeye programlıysa ben neden hazdan kaçıp acıya yönelmeye çalışıyorum çoğu zaman, benim doğam insan doğası değil mi, ben neyim?
Cevap: Bu soruya cevap bulmam zor görünüyor, mantıklı olan acıdan kaçmakken, mutluluktan kaçan insana ne denir, ben bilmiyorum. Mutsuz olmaktan korktuğundan mutlu olmak için gerekli çabayı göstermeyip daha sonrasında da bu çabayı göstermediği için mıutsuz olan, yani her koşulda mutsuz olan bir insana ne demeli. Mutsuz olacaksan zaten iki koşulu da eşitleyip en azında belirsizlikten kurtulmanın mantıklı göründüğünü bilen ve bunun teoride çok mantıklı olduğunu bilerek hala kendini belirsizlik sürecinin acısına veren insan, olsa olsa garip bir insandır. Sonuçta zaten değişen bir şey yok, tek yol acı, mutsuzluk vesaire gibi, insan doğası böyle bir durumda yemek yemek, ne bileyim sevdiği aktiviteleri gerçekleştirerek hazza yöneliyormuş hocamın dediğine göre, bense mutsuzken yemek yemeyerek, sevdiğim hiçbir şeyi yapmayarak ne elde ediyorum. Fiziksel olarak da acı çekmeye mi çalışıyorum, bende bir yanlışlık olduğunu hep biliyordum zaten, belki de budur o büyük yanlışlık.
Soru: Bu dönem okul nasıl biter?
Cevap: Bu kafayla bitmez.
5 Mart 2009
#11
1-Mor ve Ötesi- Bir
2-Mor ve Ötesi- Hayat
3-Mor ve Ötesi- Mucize
4-Mor ve Ötesi- Durma Öyle
5-Mor ve Ötesi- 23
6-Mor ve Ötesi- Gül Kendine