Sonracığıma 2 tane süper film izledim. Burada bahsetmezsem çatlarım. Birincisi bir Pedro Almodovar şaheseri (çok beğendim o yüzden şaheser falan diyorum normalde garip bir kelime): Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar-Mujeres al borde de un ataque de nervios. Filmden bahsetmeden önce son zamanlarda kendime aldığım diğer bir hediyeden bahsedeyim. Empire dergisine abone oldum (ilk defa bir dergiye abone oldum hoş bir şeymiş) bana bedavaya Pedro Almodovar dvd seti verdiler. Bu benim kendime değil de Empire'ın bana hediyesi oldu biraz aslında, çok da güzel oldu valla. Sinir krizinin eşiğindeki kadınlar da bu setle taa evime kadar geldi. Empire seviyorum seni.
- Neyse efendim konumuza dönelim filme gelelim. Çok acayip sevdim ben bu filmi, tam bir akşam baktım kendim sinir krizinin eşiğindeyim ne yapayım da rahatlayayım diye düşünürken, açayım da şu filmi seyredeyim bari dedim. Pedro amcam bilir işini hem kadınları çok iyi anlar dedim, bir hışımla oturdum başına. Gerçekten de Pedro Almodovar'ın kadınlara ve ilişkilere bakışını seviyorum ben, sinema diline söyleyecek sözüm yok zaten, ikisi bir araya geliyor ve her filmiyle beni kendisine biraz daha hayran bırakıyor.
- Sinir krizinin eşiğindeki kadınlar son aylarda izlediğim en güzel filmdi, belki içinde bulunduğum duygu-durumun bu değerlendirmede bir payı vardır, benim baktığım yerden şu anda bu payı kestirmek zor ancak ne olduğu nasıl olduğu öenmli değil bu film olmuş :)
- Filmdeki mizah beni büyüledi, komik olmaya kasmadan çok komik olan yerler vardı, çok duygusal sahneler de vardı ancak bir karmaşa ve sinir krizi filmin geneline hakimdi pek tabi ki. Söz konusu kadınlar olunca her şey mümkün.
- Kırmızılar sarılar pembeler klasik Almodovar renkleri, capcanlı görüntülerle birlikte güzel müzik, muhteşem ispanyolca ve yine her zamanki gibi Madrid... Daha ne olsun.
-Filmden sahne anlatmak-
-The dude polis karakolundadır, polis konuşur konuşur bişeyler söyler, the dude'a dönüp anladın mı gibisinde bir şey söyler dude da dönüp dinlemiyordum der muhteşem bir surat ifadesi ile, o sırada polis dude'un kafasına fincanı fırlatır, ben bu noktada gülmekten geberirim, hala gülüyorum zaten gözümün önüne geldikçe. Dude'un ağzından çıkan her cümle bombadır zaten bu karakol sahnesinde:)
2 yorum:
Hastayım Pedro Almodovor filmlerine, hatta tüm İspanyol filmlerine, müziklerine, danslarına... Carlos Saura fimleriyle de tanışmışsındır büyük ihtimalle :)
Big Lebowski izledigim tartismasiz en komik filmlerden biriydi gercekten de yaa. En az 2 kere izledim. Benim de en cok guldugum sahne kulleri denize (!) dokme sahnesiydi. (Izleyen bilir:)
iyi bayramlar!
Moonie
Yorum Gönder