Hiçbir şey hissedemiyorum, uyuştum, beynim uyuştu. Hissedemediğim zaman hiçbir şey yazamıyorum, konuşamıyorum, hatta düşünemiyorum. Nedenini bilmediğim bir yorgunluk var üzerimde, kocaman boşluklar, hissizlik, duygusuzluk, güçsüzlük... Mutsuzluk bile diyemem çünkü hissedemiyorum, gelecek planları yapamıyorum, umut barındıramıyorum, düşünemiyorum. Yürüken kafamı kaldırıp ne oluyor,bitiyor diye bile bakmak istemiyorum.Tüm bunların içinde yaşamaya çalışırken biraz olsun kendimi iyi hissetmek için hiç durmadan Jeff Buckley'nin şu sözlerini okuyorum:
"Life should sparkle and rush, burn with fire, hot like melting steel, like freeze-burn from a comet. Be seriously involved with growing, with your own development, and never fear. Be the kind of person who is naturally powerful, positive, ingenious, open, to the highest degree, but with no interest in coersion or pressure or power over other people. That kind of power is hollow. It contains nothing and brings you nothing in the long run. BE THE BEST. NO NEGATIVITY, NO WEAKNESS, NO ACQUIESCENCE TO FEAR OR DISASTER, NO ERRORS OF IGNORANCE, NO EVASION FROM REALITY. "
3 yorum:
güzel demiş jeff buckley. ama okuyup ben de böyle yapıcam, böyle davranıcam demekle olmuyor. keşke olabilse... keşke o kadar kolay olabilse... ama insan söz geçiremiyor işte kendisine...
evet olmuyor ne yazık ki, keşke olabilse, her şey ne kadar kolay olurdu ama kolay değil.Yine de bir an bile iyi hissettiren şeylere tutunmak lazım, zaten hayat onların toplamından fazla bir şey değil. Geri kalanı kocaman bir boşluk...
"İnsanın kendi dünyası dışında yaşayacağı bir dünya yoktur” demiş Tezer Özlü..
Yorum Gönder