30 Mart 2008

"I don't know you but I want you"

Bir film izledim bugün.Müzik doluydu.Gerçek insanlar vardı müziğin içinde ve gerçek bir hikayeydi anlatılan.Hayattan bir hikaye.Turuncu,İrlandalı güzel sesli adamla, memleketinden uzak yalnız bir annenin müzikle birlikte kesişen hayatları vardı.Aşk da vardı belki. Filmi izledikten sonra aklımda beliren kelime sadece "gerçek"ti.Yollar kesiştiği gibi ayrılır ve ayrılık hüzünlü bir şarkının sözleri gibi boğazda düğümlenir kalır.Bir süre öyle yaşanır ama yollar ayrılmıştır.Çünkü hayatın herkes için başka planları vardır.O planlar birleşemez.Kısa süreli mutluluklarla avunulur,özlemle yıkanılır ve yaşamaya devam edilir.Once işte tüm bunların müzikle harmanlanıp sunulmuş haliydi.Hazır olarak, kısa bir özet olarak, bir şarkı olarak, iki insanın birbirlerine umut ve ilham verişinin öyküsüydü.Birlikte iyileşmenin öyküsüydü.

Filmdeki tüm muhteşem şarkılardan teker teker bahsetmek istiyorum aslında.Ama o kadar güzeller ki benim kelimelerim onların güzelliğini anlatmaya yetmeyecek.Falling Slowly,If You Want Me ve Lies sürekli dinlenmeli,her dakika. Glen Hansard sevilmeli ve sayılmalı.


İrlandalı tüm insanlar sevilmeli, güzel sesli adamlar yığını yaşıyor sanırım oralarda.
Irlanda'da bir Irish Pub da sarhoş olup müzik dinlemek istiyorum.Turuncu,güzel sesli bir adama rastlarım belki ben de, kim bilir:)

Hiç yorum yok: